BAŞLARKEN

Konuşma iletişim davranışlarından biri. Bu davranışı bir beceri halinde sergilemek pek çok kapıyı açan bir anahtar adeta. Ancak, güzel, etkileyen ve iz bırakan bir konuşma için bazı incelikleri, bazı teknikleri bilmek gerekli.
Konuşma – İletişim – Diksiyon Eğitimi işte bu teknikleri paylaşmayı amaçlayan bir program.
Bu programla güzel konuşmanın ilk ve en önemli basamağı olan Diksiyon ve Türkçenin söyleyiş incelikleriyle tanışacaksınız.
Amaç bir konuşmacıya her iletişim ortamında ihtiyaç hissedeceği en temel bilgileri vermek. Nefesi ve sesi doğru kullanma, anlaşılır konuşma, vurguları yerinde ve doğru yapma bunlardan bazıları. Sonuç ise dilimizi anlaşılır konuşmak ve sağlıklı bir iletişim kurmak.
İyi bir konuşmacı olmak için en büyük iş size düşüyor. Verilen bilgileri özümsemeli, alıştırmaları sıklıkla yapmalısınız. Eski alışkanlıklarınızı yavaş yavaş terk edip yerine özenerek konuşma alışkanlığını yerleştirmelisiniz. Hedefinizi hiç unutmadan.

Şimdi başlayabiliriz.

Nasıl Çalışmalı

NASIL ÇALIŞMALI

Hepimiz konuşuyoruz. Ama düzgün, kurallarına uygun konuşmayı öğrenme zaman ve sabır isteyen, çok çalışmayı gerektiren bir süreç. Konuştuğu dili sevmek, ona özen göstermek, yozlaşmasına izin vermemek de cabası. Çok okumak, sözcük hazinesini eskiyi bir kenara atmadan zenginleştirmek gerekli.

Kulak çok çabuk kapar. Konuşmanızı geliştirmeye çalışırken sesi ve konuşması kulağa hoş gelen, belli ölçülere uyan kişileri dinlemeye çalışın.

Güzel konuşma basamakları birbirinden ayrı düşünülemez. Nefes, ses kullanımı, boğumlama, vurgu, tonlama birbirini tamamlayan unsurlardır. Ve devamlılık ister. Hepsinin sizde birer alışkanlık haline gelmesini sağlayın, bırakıp gitmelerine izin vermeyin.

Ne Kadar Çalışmalı ?

NE KADAR ÇALIŞMALI?

Önce nefes çalışmalarından başlayalım.
Her gün 10 dakika yeterli.

Başlarda diyafram kullanarak sadece nefes alıp verin. Aşağı yukarı 10 kez.

Sonra nefesi tutup kontrollü olarak vermeye geçin. Hatırlarsanız 4 sn. tutup 2. sn. veriyorduk başlarda. Biraz ilerledikten sonra süreyi 2 katına çıkarın. Biraz ilerledikten sonra süreyi yine 2 katına çıkarın. Burada önemli olan nefesi veriştir. Nefesi kontrollü vermek önemli. Nefesimizin çabucak tükenmemesi için verirken kontrol etmeliyiz. Bu kontrolü sağlayan neydi? Karın kaslarıydı. Karın kaslarını kullanmazsanız nefesiniz çabuk tükenir. Unutmayın nefes alırken diyafram dışarı, verirken diyafram ve karın kasları içeri.

Sonra sesli nefes alıştırmalarına geçin. Kendi belirleyeceğiniz bir süre kadar bu çalışmaları yapın. Örneğin her biri 3’ er kez.

Sonra tekerleme okuyabilirsiniz. Kısa tekerlemeleri tek nefeste söylemeye çalışın. Tekerlemelerin çoğu kısa. Oradan yararlanabilirsiniz. Artikülasyon- Ünsüz Sesler başlığı altında yer alıyorlar.

Uzun tekerlemelerde nefes almanız gerekecek. Çünkü tek nefeste okumanız zor. Cümlenin anlamını bozmayacak uygun bir durak noktasında nefes alın ve tekerlemeyi okumaya devam edin. Konuşmada durak ve nefes yerlerini öğrenmek için bu konuyu anlatan videomuzu izleyebilirsiniz.

Çok uzun süre bu alıştırmaları yapmanıza gerek yok. Asıl olan nefes farkındalığı kazanıp diyafram nefesi kullanmaya alışmanız. Nefes alıp verişinizi hep kontrol edin. Televizyon seyrederken, yolda yürürken, otururken, başkalarıyla konuşurken diyafram nefesi kullanmaya çalışın. Bir süre sonra özel bir çaba harcamadan diyafram nefesi kullandığınızı fark edeceksiniz.

Nefes çalışmalarının arkasına artikülasyon çalışmalarını ekleyin. Ağız tembelliğini gidermek için verdiğim çalışmaları yapın. Sonra ünsüz seslere geçin. Hecelerle yapılanlar. Hepsini her gün okumanıza gerek yok. İçlerinden seçin ve sesleri doğru telaffuz etmeye çalışarak okuyun. Ünsüz sesleri doğru ve anlaşılır telaffuz etmek artikülasyonun temelini oluşturur. Gene tekerlemeleri ekleyebilirsiniz ardına. Aşağı yukarı 10 dakika da buna ayırın. Dikkat edeceğiniz şey dudak, dil ve çenenizin mümkün olduğunca hareketli olması. Çeneniz kapalı kalmasın, açın, özellikle a,e,o,ö gibi geniş ünlülerde. Diliniz esnek, kıvrak olsun. Ama sesin gerektirdiği hareketi yapsın diliniz. Fazladan bir çaba içine girmeyin. Pelte gibi yatmasın ağzınızın içinde. Buna dikkat edin. Hangi sesin nasıl söyleneceği Artikülasyon – Ünsüz Sesler başlığı altında anlatılıyor. Dudaklarınız gene sesin gerektirdiği hareketi yapsın. Siz hareket ettiğini zannederseniz. Ama aslında pek bir değişiklik olmayabilir. Bir ayna alın elinize, ağız hareketlerinizi görerek çalışın. Ve tıpkı nefeste olduğu gibi günlük konuşmalarınızda bu üç organın hareketli olup olmadığını kontrol edin. Sizi dinleyenler sık sık konuşmanızın anlaşılmadığını söylüyorlarsa henüz ilerleme sağlayamadınız demektir.

Günde toplam 20 dakika ayıramıyorsanız 10 dakikada olur. Yeter ki çalışsın diyaframınız ve ağzınız. Bir süre sonra bu çalışmaları yapmaya ihtiyaç duymadan diyafram nefesi kullanmak ve akıcı konuşmak alışkanlığınız haline gelecek.