ATIYORUM
Türkçede herhangi bir konuda örnek vermek istersek kullanabileceğimiz birçok sözcük var.
Ama artık bu sözcükleri neredeyse hiç kullanmıyoruz, sürekli atıyoruz. Çok anlamı var atmak kelimesinin. Bir anlamı da argo. Bilmeden söylemek, yalan ve abartılı konuşmak demek Hani topluluğa hitap ederken, ders anlatırken, TV ekranında bol keseden kullanıyoruz.
Gerçekten atıyorsanız yani bilmeden konuşuyorsanız, yalan ya da abartılı söz söylüyorsanız hiç itirazım yok. Ama doğruları söylüyorsanız, sözünüzü kesin ve geçerli bir temele dayandırıyorsanız, hele hele bir akademisyen iseniz, görüşünüze değer verilip bir mikrofon uzatıldıysa size, atmayın.
Farz edin, örnek verin, mesela, misal, sözgelimi deyin, ama atmayın.
NEY
Soru sorarken kullandığımız bir sözcük var. Ne… Örneğin “Elindeki ne?”
“Ne dedin?” “En güzeli de ne biliyor musun?”
Bu basit, sade sözcük gitti, onun yerini ne idiği belirsiz bir sözcük aldı.
Artık şöyle soruyoruz:
En güzeli de ney biliyor musun? Ney dedin?
Elindeki ney?
Evet ne ney kullanmaya başladık. Üstelik hızla yayılıyor.
Yapmayın… Böyle bir kullanım yok. Her duyduğunuzu doğru sanmayın… Temiz Türkçe kullanın, ne söylediğinizi duyun, nasıl konuştuğunuzu fark edin. Yanlış söyleyenleri de uyarın.
Çünkü dilimizi doğru konuşmak hepimizin sorumluluğu.
OLARAK
Farkında mısınız bir “olarak” enflasyonu var.
“Bununla ilgili olarak attığımız adımlar”, “Öğrencilerin düzenli olarak çalışması”, “Yaklaşık olarak 2 ay sonra…”, “Buna yönelik olarak aldığımız tedbirler”, “Elimizde kırmızı olarak var”
Sanki cümlemizde bir boşluk var da o boşluğu doldurmak gerekli gibi algılıyoruz ve hemen oraya bir “olarak” yerleştiriyoruz.
Atalım olarak sözcüğünü az önceki cümlelerden.
Bununla ilgili attığımız adımlar”, “Öğrencilerin düzenli çalışması”, “Yaklaşık 2 ay sonra…”, “Buna yönelik aldığımız tedbirler” “Elimizde kırmızısı var”
Anlam değişmedi, üstelik anlatım sadeleşti. Hiçbir eksik yok, her şey yerinde tamam.
Unutmayın bir dili sade kullanmak da güzel konuşmanın bir gereği.