Ulama
Ulama konuşmamızın akıcı olması, tekdüzelikten kurtulması için Türkçenin bize verdiği en büyük armağandır.Bir kelime ünsüz ile bitiyor ardından gelen kelime ünlü ile başlıyorsa, bu iki ses birleşerek sanki kelimeye katılmış yeni bir hece gibi okunurlar.
yarı-masır tebri-kederim
anlatı-maracı uzu- nağaç
telefo-nahizesi haya-letme
gözü-naydın gönü-leğlencesi
tava-narası kur-sücreti
ta-talma alışveri-şarabası
kişile-rarası parale-lolarak
“Beni-miçin yaptıklarınıza teşekkü-rederim.”
“Çardak-kaltındarüzga- resiyordu.”
“Kita-baçıklamasında bir roma-nolduğu yazıyor.”
Son örnekte ikinci bir özellik daha var. Sert sessizle biten kelimede bu son ses ulama yapılırken yumuşar.
Örneğin;
mektu-batmak Har-bokulu
şeh-idolmak oru-caçmak
Ulama konuşmanın akıcı olması ve rahat dinlenmesi için gerekliyken bazen de ulama yapmadan konuşmayı gerektiren haller vardır. Bunlar iletmek istediğimiz mesajı engelleyen ulamalardır. Öyle ki ulama yaparsak tam anlaşılamama hatta yanlış anlaşılma ihtimali ortaya çıkar.
“Ben onun için yaptım her şeyi.”
Bu cümlede “onun için” kelimeleri önemlidir ve vurgulamamız gerekir. Dolayısıyla bu kelimelerin öncesinde ulama yapmayıp kısa bir duraklama gerekir.
“Ben / onun için yaptım her şeyi.”
Benzer örnekler;
“Dam / altında destek olmadığı için çöktü.”
“Dün / akşamüstü bana geldi.”