O ÖYLE SÖYLENMEZ
Eşlik/ Benzeri
Farkına varmadan uzun seslendirdiğimiz sözcükler var.
Eşlik örneğin. Bu sözcük yanına sesli harfle başlayan bir ek ya da kelime aldığında “i” sesini uzatıyor kimileri. “Eşliik etti” diye. Bir de “benzeriii” diyoruz.
Tıpkı Arapça ve Farsçadan dilimize geçen kelimelerde uzattığımız gibi.
“Benzeriii” şeklinde sondaki “i” sesini uzatmanın Arapçadan geçen hangi kelimelerde olduğunu nispet i’si ile ilgili “O Öyle Söylenmez” videosunda daha önce anlatmıştım. Eşlik ve benzeri sözcükleri Türkçe.Türkçede uzun okunan ünlü yoktur. Uzun okunan seslerin olduğu sözcükler dilimize doğu dillerinden geçmiştir. Bu alışkanlıkla Türkçe sözcükleri uzun okumak yanlıştır. Uzun okunan sözcüklere örneklerin yer aldığı videoyu kidegitim.com adresinde ya da Youtube kanal sayfamızda izleyebilirsiniz.
Yararı/ Zararı/ Yarın
Yanlışlıkla uzun okuduğumuz sözcüklere devam ediyorum. Birbiriyle zıt anlamlı iki sözcük var. Yarar, zarar. Yalın halde söylendiğinde her ikisinde de “a” kısa söylenir. Bunu biliyoruz. Ancak bu sözcüklere bir sesli ek geldiğinde uzatma eğilimi var herkeste.Yarar Türkçe, onun için uzamaz, “yaraarı” değil yararı. Zarar ise Arapça ama o da uzamaz ek aldığında, özgün yani orijinal halinde de uzun değil. Doğu dillerinden gelen her sözcük uzayacak diye bir kural yoktur. O zaman yaraarı, zaraarı değil, yararı, zararı.
Bir de yarın sözcüğü var. Bu da Türkçe ve uzamaz. “Yaarın” değil, yarın…
Laik / Demokrasi
İki kelime var yine yanlış söylemekten hiç vaz geçmediğimiz. Biri “laik”. A’yı uzatarak “laaik” ve hatta araya bir “y” koyarak “laaayık” diye söyleme alışkanlığı çok yaygın. Doğru söyleyen neredeyse yok gibi. Yazımında da iki ünlü harf yan yana. Ve tabii söylerken de. Araya başka bir sessiz harf girmez. “a” uzamaz, kısadır ve ayrıca “L” sesi kalın değil, incedir. Laayık değil, laik… Kürsüde yemin ederken de aynı.
Diğeri demokrasi. Bu kelimede de “a” yı uzatmayı seviyoruz. “Demokraasi” değil demokrasi, “a” kısa.
Bizzat / Bizatihi
Aynı anlamda olduğunu sandığımız ve yine birbiri yerine kullandığımız iki kelime. Bizzat ve bizatihi. Bizzat şahsen demek. Yani bir işi kendi yaptı, aracı kullanmadı. Örneğin “Toplantıya bizzat geldi.” ya da “Bizzat konuştu.” Yani söylemek istediklerini kendi söyledi, başkasına söyletmedi. Bir başka yanlış da bu sözcüğün arkasına kendi sözcüğünü eklemektir. “Bizzat kendi” ifadesi yanlıştır.
Bizatihi ise “özü itibariyle” demek. Sadece insanlar için değil her tür varlık ve kavram için kullanılabilir. Atatürk’ün sözü buna en güzel örnektir. “Kadının yoksulu olmaz, kadın bizatihi bir varlıktır.”
“Unutmayın, dilimizi doğru konuşmak hepimizin sorumluluğu.”