O ÖYLE SÖYLENMEZ
Nevi Şahsına Münhasır
Türü kendisiyle sınırlı olan, başka örneği olmayan demek.
Yanlış söyleyenler çok. Ünlü dizi oyuncuları a’yı uzatarak “münhaasır” diye telaffuz ediyor.
“A” sesi uzun değil kısa.Münhasır.
Youtube’da videoları yayınlanan bazı diksiyon öğreticileri ise“nevi şahsına murhasır” diye telaffuz ediyor.
Aynı öğretmen “Hamit” sözcüğü için “Anlamı ham it yani olgunlaşmamış köpektir.” diyor. “Olgunlaşmamış köpek” nasıl oluyor anlamak mümkün değil. Onu dinleyenlerden bir kişi de çıkıp “Hocam, ne diyorsunuz siz” demiyor.
Hamit övülmeye layık olan, hamdedilen demek ve ayrıca Allah’ın isimlerinden biri. Uzun okursanız “Haamit” şeklinde, o zaman anlam değişir, hamdeden, şükreden olur ki erkek adı olarak kullanıldığında böyle uzun söylemek gerekir.
Size tavsiyem izlediğiniz ya da okuduğunuz bilgilerin doğruluğunu araştırın.Benimkiler de dahil.
Hemen inanmayın. Kuşku duyun, merak edin, sorun.
Dahi
İki ayrı söylenişi, iki ayrı anlamı var sözcüğün. Yazımları da farklı.
Biri Arapçadan gelme. “a” ve “i” sesleri uzun. Yazılırken “a” nın üstünde düzeltme işareti var.
Dâhi… Üstün zekâlı, deha sahibi demek.
Diğerinde “a” ve “i” kısa. Bile anlamında. Çoğunlukla ikinci anlamı, yani “bile” anlamını kastediyoruz ama ilk anlamında telaffuz ediyoruz.
“a” yı uzun söylersek; “Dâhi olarak bilinen Einstein dahi geç konuşmuştu.”gibi bir cümlenin anlamı şöyle oluyor.
“Üstün zekâlı olarak bilinen Einstein üstün zekâlı geç konuşmuştu.”
Ne söylediğimizin farkına varalım, doğru mu söylüyorum diye araştıralım.
Ünlü sunucular, akademisyenler, dizi oyuncuları öyle söylüyor diye doğrudur demeyelim.
Rakım
Yükselti demek. Bir yerin deniz seviyesine göre yüksekliği.
Biz bu sözcükteki “a” sesini kısa olarak söylüyoruz. Bu haliyle cümle içinde kullanacak olursak “Rakım buzlu olsun” diyebiliriz en fazla.
Oysa örneğin bir dağın yüksekliğinden bahsederken “a” uzun okunur. “Ağrı dağının raakımı 5137m. dir.”
TV’de yayınlanan ünlü bir yarışma programının sunucusu da böyle yanlış telaffuz ediyor. Kelimelerin anlamlarını bilmek yetmez, nasıl söylendiğini de bilmek gerekir.
Meskûn Mahal
Oturulan, insanların yerleştiği yer demek. O bölgede 50 km’den yüksek hızla araç sürerseniz ceza ödersiniz, eğer radar varsa. Eskiden ehliyet sınavı için hazırlanan kitapta bu ifade kullanılırdı. Şimdi belki değişti, Türkçesi kullanılıyor olabilir. Yerleşim yeri Türkçesi.
Haber spikerlerimiz nasıl telaffuz ediyor. “Meskun” Oysa “u” sesi ince… Yazarken üzerinde düzeltme işareti, şapka var. Biz yazıma da dikkat etmediğimiz için büyük ihtimalle şapka koymadan yazılıyor, dolayısıyla ortaya meskun çıkıyor. Ya yerleşim yeri diyelim ya da şapka ile yazalım, meskûn diye okuyalım, ince “u” ile.
“Unutmayın, dilimizi doğru konuşmak hepimizin sorumluluğu.”